IŞİD’in 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Tren Garı’nda 103 yurttaşın yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan bombalı saldırılarına ilişkin Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren davanın firari sanıklarından Ahmet Güneş hakkında yeni bir dosya daha ortaya çıktı.
Güneş’in Gaziantep 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2014 yılında “terör örgütü üyeliği” iddiasıyla yargılandığı dosyada, o dönem Başbakanlığa bağlı olan MİT Müsteşarlığı, “…ülke içinde veya dışında herhangi bir terör örgütü mensupları listesinde adlarının geçip geçmediği hususunda bilgiye rastlanmamıştır” bilgi notunu göndermiş ve bir süre sonra da dosyadaki üç sanık da tahliye edilmişti.
Sonraki yargı süreçlerine göre; cezaevinden salıverilmesinin ardından kayıplara karışan Güneş bu dönemde de örgütsel faaliyetlerine devam etti. Ahmet Güneş ve beraberindeki IŞİD üyeleri Suriyeli Abdulkerim Diyesi, Ahmet Biyesi, Amir Topal Ali, Cemil Tubal, Cemil Tubal, Emced Hamdan, Mustafa Ahmed Cebir ile Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Hakim Kurtaran, Ümit Alaarslan ve 10 Ekim katliamı davasının firari sanıklarından Ömer Deniz Dündar’ın Hatay’da 23 Haziran 2017 tarihinde, “sansasyonel eylem” hazırlığındayken yakalandığı ortaya çıktı.
“EYLEMİ TÜRKİYE’DE YAPMAMIN DAHA FAZİLETLİ OLACAĞINI SÖYLEDİ”
Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianameye göre MİT, Güneş ve beraberindeki kişilerin bu eylem hazırlığı hakkında bilgi verdi ve Terörle Mücadele Şubesi (TEM) ekipleri harekete geçti.
İddianameye göre 23 Haziran günü Suriye’den Hatay’a 33 … 167 plakalı araçla geçen IŞİD üyeleri, MİT’in istihbaratı üzerine yakalandı. İddianamede, iki IŞİD üyesine ilişkin “…şahıslardan ikisinin üzerinde beline sarılı vaziyette patlamaya hazır şehadet kemeri olarak tabir edilen canlı bomba eylemlerinde patlayıcı olarak kullanılan kemer bulunduğu anlaşılmıştır” denildi.
İddianameye göre üzerinde canlı bomba yeleği olan IŞİD üyeleri Bingöl doğumlu Hakim Kurtaran ve Kilis doğumlu Halil İbrahim Uğur ve Gaziantep doğumlu Ümit Alarslan’ın üzerinde canlı bomba yeleği yakalandı. Bombacı Alarslan, canlı bomba talimatını kimden aldığını “Ebu Turab benim Türkiye’ye gidip bu eylemi Türkiye’de yapmamın daha faziletli olacağını söyledi, ben de Türkiye’ye giderek eylem yapmayı kabul ettim” diye açıkladı.
PARMAK İZLERİ BOMBA DÜZENEĞİNDE ÇIKTI
İddianamede 10 Ekim katliamı firari sanıkları Güneş ve Ömer Deniz Dündar’ın parmak izinin 2 canlı bomba düzeneğinde çıktığı anlatılarak, şu değerlendirme yapıldı:
“Hatay İl Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Müdürlüğü’nün 06/07/2017 tarih ve 2017/1084 EK-1 nolu uzmanlık raporuna göre; olay yerinden elde edilen canlı bomba düzeneği üzerinde yapılan parmak izi çalışmasında metal plakalar üzerine sarılı şeffaf koli bantları yapışkan yüzeylerinden tespit edilen 2 adet parmak izinin şüpheli Ahmet Güneş’e ait olduğu, 4 adet parmak izinin ise şüpheli Ömer Deniz Dündar’a ait olduğu belirlenmiştir.
Dosyamızın diğer şüphelilerinin alınan ifadelerinde, kendileri ile birlikte sınırı kaçak olarak geçen ‘yaşlı adam’ diye belirttikleri sahsın yine dosyamız şüphelisi Ahmet Güneş’in babası olan Cemil Güneş olduğu dosyamız arasında bulunan teşhis tutanaklarından anlaşıldı. Şüpheli Cemil Güneş’in 13/07/2017 günü Gaziantep ilinde yakalanarak Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/81645 soruşturma dosyası kapsamında 26/07/2017 günü tutuklandığı, Gaziantep İl Emniyet Müd. Ter. Müc. Şb. Müdürlüğü tarafından Cemil Güneş’in alınan ifadesinin dosyamız arasına konuldu.
“KUZENİ KENDİSİNİ ANTEP EMNİYETİ’NDE PATLATTI”
Cemil Güneş’in ifadesi incelendiğinde: şüpheli Ahmet Güneş’in DEAŞ Terör Örgütü Mensubu olduğu, DEAŞ Terör Örgütü içerisinde ders verdiği ve canlı bomba eylemi yapacağının anlaşıldığı, şüpheli Ahmet Güneş’in kuzeni İsmail Güneş’in Cemil Güneş’in ( Ahmet Güneş’in babası) yönlendirmesiyle 01/05/2016 tarihinde Gaziantep Emniyet Müdürlüğü önünde canlı bomba olarak kendisini patlattığı, şüpheli Ahmet Güneş’in de canlı bomba olarak arandığı tespit edilmiştir. İş bu soruşturma kapsamında şüpheli Ahmet Güneş hakkında tutuklamaya yönelik yakalama emri çıkarıldığı bu nedenle ifadesine henüz başvurulamadı.”
EMNİYET İSTİHBARAT DAİRESİ UYARMIŞTI
Ahmet Güneş’in babasının yönlendirmesiyle kuzeni İsmail Güneş, 1 Mayıs 2016 tarihinde Gaziantep Emniyet Müdürlüğü önünde bomba yüklü araçla intihar saldırısı yapmıştı.
Güneş’in bu saldırısı sonucunda iki polis şehit olmuştu. Kuzen Güneş’in bu saldırısı öncesinde ise Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’nın “(IŞİD) DEAŞ’ın emniyet, askeri birlikler, polis ve kritik kamu-kurumlarını hedef alacağı, bu yönde çalışma yürüttüğü, keşif çalışması yaptığı”na dair istihbarat notunu ilgili birimlere gönderdiği ortaya çıkmıştı. Ayrıca kuzen Güneş’in bu saldırıdan önce IŞİD’in Türkiye’deki saldırılarını organize eden Gaziantep “emiri” Yunus Durmaz grubuna katıldığı da anlaşılmıştı.
Güneş ve Dündar’ın da arasında bulunduğu IŞİD üyeleri hakkında savcılığın “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya çalışmak, silahlı terör örgütüne üye olma, tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurma” suçlarından cezalandırılmalarını istediği görüldü. İddianamenin sonuç kısmında şu değerlendirmede bulunuldu:
– Dosya kapsamında bulunan şüphelilerin bellerine sarılı vaziyette, patlatılmaya hazır halde bulunan canlı bomba kemerleri ile illegal yollarla ülkemize girmeleri ve şüphelilerin ülkemizde terör örgütünün faaliyetleri doğrultusunda eylem yapacakları alınan şüpheli ifadelerinden de anlaşılmaktadır.
– Bu nedenle dosya kapsamı bir bütün olarak göz önünde bulundurulduğunda, şüpheli Ahmet Güneş’in canlı bomba düzeneğini şüpheli Ömer Deniz Dündar ile birlikte hazırlayıp canlı bomba eylemi yapmaları amacıyla şüpheliler Hakim Kurtaran ve Ümit Alarslan’a verdikleri, Ümit Alarslan ve Hakim Kurtaran isimli şahısların canlı bomba eylemi yapmak üzere Türkiye’ye geldikleri, kendileri ile birlikte İdlip şehrinden beraber geldikleri Emced Hamdan ve sınıra yakın yerde buluştuklarını beyan ettikleri Mustafa Ahmed Cebir isimli şahıslarla müşterek hareket ettikleri, Amir Topal Ali isimli şahsın Suriye ülkesinden ülkemize gelen IŞİD terör örgütü mensuplarını geçirme işini organize ettiği, sının kaçak yollarda geçirme hususunda Cemil Tubal isimli şahısla işbirliği yaptığı ve kaçak yollarla Türkiye ye getirdikleri şahısları Ahmet Biyesi ve Abdülkerim Biyesi isimli taksicilik yapan kardeşlerle işbirliği içerisinde oldukları anlaşılmıştır.
İYİ HAL İNDİRİMİ YAPILMIŞTI
IŞİD’de yönetici konumundaki Ahmet Güneş ismini Türkiye ilk olarak IŞİD’ın 10 Ekim 2015’te Ankara Tren Garı saldırısının ardından duymuştu. Güneş hakkında Gaziantep 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde kendisinin de dahil olduğu 3 IŞİD’li hakkında “terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla 2014 yılında dava açıldığı görülmüştü.
Bu dava dosyası daha sonra 10 Ekim katliamı davasının dosyasına da girdi. Antep’teki dava dosyasında Güneş’in Suriye’deyken PKK’lı olduğunu ileri sürdüğü bir kişiyi infaz ettiği görüntü de yer alıyor. Bu infaz görüntüsüne rağmen, MİT’in yazısının ardından Güneş tahliye edildi ve yargılama sonunda Güneş’e “iyi hal indirimi” yapılarak, 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Güneş tahliyesinin ardından firar ettiği için cezaevine konulamadı. Sonraki süreçte infaz görüntüsünün sadece “terör örgütü üyeliğine” delil olarak gösterildiği anlaşıldı. Güneş’in infaz görüntüsünde; IŞİD’in 2015 yılındaki HDP Diyarbakır mitingi, Suruç ve 10 Ekim katliamlarını organize eden Gaziantep “emiri” Yunus Durmaz da yer alıyor. (ANKA)