CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ” Türkiye’nin dört bir yanında işçi servislerinde, fabrika önlerinde, kahvehanelerde, sokaklarda her yerde şunu haykırıyoruz: ‘Asgari ücret talebimiz 30, bunun altında biz yokuz.’ diyoruz.” dedi.
Özel, İstanbul Planlama Ajansı’nda, CHP Emek Büroları Emeğin Türkiye’si Buluşmaları, Güvenceli Çalışma ve İnsan Onuruna Yaraşır Ücret Çalıştayı’nda yaptığı konuşmada, CHP’nin, emek mücadelesini, sosyal demokrasinin özgürlük, eşitlik ve dayanışma ilkelerini benimseyen, çağdaş, demokratik, sosyal demokrat bir parti olduğunu söyledi.
İşçiyle, emekçiyle, işçinin örgütü ve sendikasıyla temas halinde olmayan bir sosyal demokrat parti olamayacağını belirten Özel, 1970’lerde Bülent Ecevit’in attığı her adımın emekten ve emekçiden yana olduğunu vurguladı.
Genel başkan olduktan sonra sendikalar ne eylem yapıyorsa orada olmaya çalıştıklarını dile getiren Özel, hiçbir zaman sendikanın ismine, siyasi ilişkisine, siyasette durduğu yere bakmadıklarını kaydetti.
Özel, bugün çalışanların önündeki en büyük adaletsizliğin vergideki adaletsizlik olduğunu belirterek, alınan 100 liralık verginin 65 lirasının normalde çok kazananlardan toplanması gerektiğini dile getirdi.
“Yoksulluk sınırında maaş alan bir çalışanın ödediği vergi 239 bin lira”
Bugün holdinglerin, şirketlerin, zenginlerin ödediği verginin yüzde 14 olduğunu aktaran Özel, bu oranın gerçekleşirken yüzde 10’a düştüğünü, geçen yıl bunun 10,7 olduğunu ifade etti.
Vergide adaletin sağlanması için en temel talebin vergi dilimlerinin değiştirilmesi olduğunu belirten Özel, “2000 yılından itibaren hesaplandığında ilk vergi diliminin asgari oranının bilinçli düşürüldüğü ortada. Sadece 2000 yılındaki dilimlere enflasyon oranında doğru güncellemeyi yapmış olsalar, bugün rakam bambaşka bir yerde olacakken, şu anda rakam birinci vergi dilimi için 110 bin lira. Yeniden değerleme oranı uygulandığında 1 Ocak’tan itibaren ilk vergi dilimi 158 bin lira olacak.” dedi.
Özel, asgari ücretin hemen üzerindeki ücretlerde de inanılmaz bir vergi uygulaması olduğunu ifade ederek, “Örneğin 30 bin lira net ücret alan çalışan bu vergi dilimleriyle 55 bin TL vergi ödüyor. Bu çalışan 50 bin lira ücret alıyorsa ödediği vergi 145 bin lira. 66 bin 500 lira, açıklanan yoksulluk sınırında maaş alan bir çalışanın ödediği vergi 239 bin lira. Yani 4 maaşını vergiye veriyor bu vergi dilimleriyle.” diye konuştu.
Vergi dilimleri konusundaki kendi önerilerine işaret eden Özel, şunları kaydetti:
“Birinci dilimin yüzde 15 olarak korunup, birinci dilim olarak uygulanması ve sadece yüzde 15 vergi almaları. Böyle olursa 66 bin lira alan kişinin ödeyeceği vergi 106’ya, 50 bin lira alanın ödeyeceği vergi 70’e, 30 bin lira alanın ödeyeceği vergi 27’ye düşüyor. Yetmez ama önemli bir adım. Bütçe sürecinde bununla ilgili çok önemli bir mücadele vermeye hazırlanıyoruz. Bugün toplumun en zengin yüzde 10’luk kesimiyle en yoksul yüzde 10’luk kesiminin arasındaki ortalama gelir farkı tam 14,5 kata çıkmış durumda.”
“Asgari ücret talebimiz 30, bunun altında yokuz”
Özel, bugün asgari ücrete hak edilen zammı vermemenin hesabının yapıldığını savundu.
Türkiye’de şaşmayacak hesabın altın hesabı olduğunu vurgulayan Özel, “Bu iktidar geldiğinde en düşük memur maaşı 14,5 çeyrek altın alıyorken bugün 7,5 çeyrek altın alıyorsa Erdoğan iktidarının memura aylık maliyeti 7 çeyrek altın kaybıdır. En düşük emekli maaşı Erdoğan geldiğinde 8 çeyrek altın alıp, bugün 2,5 çeyrek altın alıyorsa her ay emeklinin cebinden alınan 5,5 çeyrek altındır. Asgari ücret 2002’de 7 çeyrek altın alıp, bugün 3 çeyrek altın alıyorsa bu iktidar değişmediği müddetçe her asgari ücretli cebinden 4 çeyrek altını Erdoğan’ın istediği zenginlerin cebine koymaya devam etmektedir.” dedi.
Özel, emekli, asgari ücretli, öğrenci, çiftçi ve memur için mücadeleye devam edeceklerini kaydederek, sözlerini şöyle tamamladı:
“Öncelikle tüm emeklilerin 1 asgari ücret almasını hep savunduk. Bu iktidar gelmeden önce 1,5 alıyorlardı. İktidarımızın ilk 6 ayında en düşük emekli maaşını 1 asgari ücret yapmak, devamındaki süreçte de 1,5 asgari ücretli eski günleri yakalamak boynumuzun borcudur. Asgari ücretin, Temmuz 2025’te yeniden zamlanmak üzere 30 bin lira olmasını savunuyoruz. Türkiye’nin dört bir yanında işçi servislerinde, fabrika önlerinde, kahvehanelerde, sokaklarda her yerde şunu haykırıyoruz; ‘Asgari ücret talebimiz 30, bunun altında biz yokuz.’ diyoruz. Bu partinin esas sorumluluğu yoksullara, emekçilere karşıdır. Gençlerin umutlarını korumak, bu ülkede bir yaşam hayal etmeye devam etmelerini sağlamak boynumuzun borcudur.”
