CHP İstanbul İl Kongresi’nde iki aday, üç kanat yarışacak: Genel başkanlık yarışını nasıl etkiler?

Ayşe Sayın
BBC Türkçe

CHP’nin 4-5 Kasım’da yapılacak olan 38. Olağan Kurultayı öncesinde gözler, 8 Ekim Pazar günü yapılacak İstanbul İl Kongresi’ne çevrildi. Çekişmeli bir yarışın yaşanması beklenen İstanbul İl Kongresi, parti kulislerinde, 38. Olağan Büyük Kongre’deki genel başkanlık yarışının da “provası” olarak görülüyor.

Kongrede, il başkanlığı için eski İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat ile Bahçelievler İlçe Başkanı Özgür Çelik yarışacak. Partide Canpolat, “genel merkezin adayı” olarak nitelendirilirken, Çelik’e genel başkan adayı Özgür Özel’in yanında yer alan “değişimciler” destek veriyor.

Parti içinde İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak’ın başını çektiği bir ekip ise il başkanlığı ile büyük kurultayda farklı tercih koymaya hazırlanıyor.

BBC Türkçe’ye konuşan Toprak, “Özgür Çelik’i destekliyorum, ama büyük kurultayda Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanındayım” sözleriyle tutumunu açıklarken, Çelik’in “değişimcilerin adayı” olduğu yorumlarının da doğru olmadığı görüşünde.

CHP İstanbul İl Kongresi’ne günler kala, parti kulislerinde en sık “İstanbul’u alan kurultayı da alır” ifadesi duyuluyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın genel seçimlere yönelik “İstanbul’u alan Türkiye’yi alır” sözlerinden esinlenen bu ifadeyi CHP’liler, Pazar günü yapılacak İstanbul İl Kongresi için kullanıyor.

14 ve 28 Mayıs seçimleri, Erdoğan’ın bu sözlerinin muhalefet açısından gerçekleşmediğini ortaya koysa da, kurultaya en fazla delege gönderecek il olması nedeniyle CHP için geçerli olacağı yorumunu yapanlar çoğunlukta.

CHP İstanbul İl Kongresi’nde iki aday yarışacak olsa da bu isimler, parti içinde birbirine karşıt kanatların da desteğini almaya aday görünüyor. “Genel merkezin adayı” olduğu yorumları yapılan eski İl Başkanı Cemal Canpolat’a, genel merkez yönetiminin yanı sıra, İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, eski MYK üyeleri de olan İstanbul Milletvekilleri, Oğuz Kaan Salıcı, Gamze Akkuş İlgezdi’nin de aralarında bulunduğu isimler destek veriyor.

Bahçelievler İlçe Başkanı Özgür Çelik’e ise Genel Başkan adayı Özgür Özel’e destek verenlerin büyük bölümünün destek vermesi bekleniyor. Her iki adayla görüşen ve fotoğraf veren Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ise “her iki adaya da eşit mesafede” olduğunu açıklamıştı.

Parti içinde bir başka kanat ise kurultayda Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında yer alırken, il başkanlığında Özgür Çelik’i desteklemeye hazırlanıyor. Çelik’e destek verenler içinde en dikkat çeken isim ise uzun yıllar Kılıçdaroğlu ile yakın çalışan, 28 Mayıs seçimlerine kadar da Kılıçdaroğlu’nun koordinatör başdanışmanı olarak görev yapan ve ilçe kongrelerinde belli bir delege desteğini de elinde tutuğu belirtilen İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak. Halen Parti Meclisi üyesi de olan Toprak, hem genel merkez kanadı, hem de değişimcilere mesafeli duruyor.

Erdoğan Toprak: Çelik ilçe başkanlarının adayı

BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Toprak, il kongresinde Özgür Çelik’i destekleyeceğini, ancak genel başkanlık yarışında Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında yer alacağını söyledi.

Yaklaşan yerel seçimlere işaret eden Toprak, bunun için parti tabanıyla ilişkileri yeniden kurmak, iletişimi sağlamanın önemine vurgu yaptı. Tabanla iletişimi yeniden kurmanın ilçe örgütlerinden geçtiğini belirten Toprak, “İlçelerle yürütülmeyen bir süreç, yerel seçimlerde ilçe ve büyükşehir belediye başkanlığı seçiminde işimizi zorlaştırabilir” görüşünü dile getirdi.

Özgür Çelik’in “değişimcilerin adayı” olarak nitelendirilmesine karşı çıkan Toprak, Çelik’i “ilçe başkanlarının adayı” olarak tanımladı ve yaklaşık 6 yıllık ilçe başkanlığı deneyimiyle de örgütlerin yüzde 70’inin desteklediği bir isim olduğunu belirtti.

Toprak, “Ama Çelik’i desteklemek, Kılıçdaroğlu karşıtlığı anlamına gelmiyor. İl kongresinde Özgür Çelik’in seçilmesini istiyorum ama genel başkanlık seçiminde Genel Başkanın, Kemal beyin yanındayım” sözleriyle tutumunu özetledi.

“Tek suçlu Kemal Bey mi?”

Toprak, seçim yenilgisinin ardından, neden “değişimciler”in yanında yer almadığını ise şöyle açıkladı:

“Bu süreçte hala genel başkanın deneyimine ihtiyaç var. Değişim çok ciddi bir şeydir, çok uzun tartışmak lazım. Değişim program değiştirmekten geçiyor. Nasıl bir programla çıkarsak 21. yüzyılda iletişimi kurarız, böyle tartışmamamız lazım. İnsanların demokrasi özlemi var ama güvende hissetme özlemi de var. Şimdi seçime beş kala buna zaman yok. Bunun için oturup politikalarını, iletişiminizi tartışmak gerekmez mi? Bu sürecin son 1 yılını masaya yatırmanız gerekmez mi? Burada bir tek suçlu Kemal Bey mi? Herkes temiz öyle mi? Bu çok yanlış. O zaman meseleyi çözemezsiniz.

“Suçu sadece Kemal Bey’e yükleyip, buradan başarılı olamazsınız. Bu Pirus zaferi olur. Baktığınızda en çok çalışan, üreten, en çok iktidar refleksli gösterip, hamleler yapan Kemal Kılıçdaroğlu’ydu. Ama toplum, bu değerleri, son 1 yılda satın almadı.”

Toprak bunun nedenini, Millet İttifakı içinde yer alan siyasi partilerin “birlik beraberlik” görüntüsü verememesine bağlıyor. İYİ Parti’nin “kazanamayacak aday”, “masadan kalkıp tekrar oturma”sının da seçimin kaybedilmesinde önemli etkenlerden olduğuna çekerken, parti içindeki değişim taleplerinin de altının doldurulması gerektiğini savundu:

“Değişim çok sihirli bir kelimedir ama değişim hep satın alınır toplum tarafından. Ama altı doldurulmadıkça ayakları yere basmadıkça o doğru bir şey olmaz. Aksi halde, kelimeden, birilerine koltuk hesabından öteye gitmez bu.”

Kılıçdaroğlu’nun seçim kampanyasında koordinatörlük görevini üstlenen Toprak, başdanışmanlık görevine son verilmesi nedeniyle Kılıçdaroğlu’na bir kırgınlığı olmadığını belirtirken, üstlendiği görevle ilgili bir sıkıntı yaşanmadığını savundu:

“Ben sıfır hatayla bir kampanya yürüttüm. Benim o seçim kampanyasının başında olmam, parti ve ittifak için bir şanstı. Ben seçimle ilgili politika belirlemedim, aday belirlemedim, sadece saha kısmı bendeydi. Kırgınlık olsaydı, “Kemal Bey’in arkasındayım” demezdim. Yaklaşık 2,5 aydır aynı şeyi söylüyorum.”

İstanbul İl Kongresi neden çok önemli görülüyor?

CHP için İstanbul İl kongresi birkaç nedenle önemli görülüyor. Bunun nedenlerinden biri, kurultaya en fazla delege gönderen il olması gösteriliyor. Doğal delegeler hariç, genel başkan seçiminin yapılacağı kurultaya 36 ilin toplamına eşit sayıda; 196 delege gönderecek olması nedeniyle, il başkanlığını kazanan kesimin, büyük kurultaya da bu anlamda “moral üstünlükle” gideceği ifade ediliyor.

Parti içinde değişimi savunanlar ise destekledikleri adayın kazanması halinde, bunun Türkiye genelinde “domino etkisi” yaratacağını düşünüyor ve “değişimi” isteyen ancak yerel seçimlerde adaylık beklentisi nedeniyle sesini çıkaramayanların, kurultayda değişimden yana tavır koymaya yönelebileceğini düşünüyorlar.

Genel Merkez kanadı ise değişimcilerin desteklediği aday kazansa bile, delegenin kurultayda Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğini savunuyor. Özgür Çelik’e destek veren bazı isimlerin “Kılıçdaroğlu’na destek” açıklamalarını da buna örnek gösteriyorlar.

İstanbul İl Kongresi’nin önemli olmasının bir başka nedeni ise yaklaşan yerel seçimler. CHP açısından, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni yeniden kazanmak kritik önemde görülüyor. O nedenle, seçilecek il başkanının, yeniden aynı göreve adaylığını açıklayan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, gerekse ilçe belediye başkan adaylarıyla uyumunun önemine dikkat çekiliyor.

2019 yerel seçimlerinin kazanılmasında, ittifakla seçime girilmesinin yanı sıra İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile Ekrem İmamoğlu’nun performansının en önemli etkenlerden biri olduğuna işaret ediliyor.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir